Sonradan görmelerin dayanılmaz hafifliği

İtiraf edelim, hepimiz zengin olmak istiyoruz.

Herkesin zengin olmak istediği bir ülkede, sadece zenginlerin sözünün dinleneceği de bir gerçek.

Bu durumda zenginleri bir lokomotif, bizleri de art arda dizilmiş tıkırdayan vagonlar olarak düşünebiliriz. Zenginlerimizi taklit ederek bir gün lokomotif olmanın hayallerini kuracak, onlar nereye giderse biz de birbirimizi ittire kaktıra oraya gideceğiz.

Bizler sıradan vagonlar olarak rahatız, en azından kimi takip edeceğimizi biliyoruz. Peki ya lokomotifimiz nereye gideceğini bilmiyorsa?

***

Güzel ülkemizde eline bir para geçtiğinde onunla ne yapacağını bilemeyen zengin sayısı ekseriyeti oluşturmaktadır. Eğer zenginlik bir geleneğe dayanmıyorsa sonuçları komik, bir o kadar da yıkıcı olabilir.

Aynı terör gibi, sonradan görmeliğin de dini, dili, ırkı yoktur ve lanetlenmelidir, yurt çapında gösterilerle kınanmalıdır.

***

Ortalama bir sonradan görme sıklıkla yolda yürürken değil, otopark civarlarinda görülür; çünkü onu var eden parasının en önemli göstergesi olan lüks arabasından uzakta kalamaz.

O lüks araba ki, bütün teknolojik ve mühendislik altyapısına, en iyi reklamcıların dahil olduğu bütün o  pazarlama kampanyalarına rağmen içine binen bu sonradan görmeler yüzünden hor görülmeye başlanmıştır.

Sonradan görmenin bu durumdan haberi olmadığı için kafasını kolunu arabasının penceresinden çıkarıp kaldırımda yürüyen karşı cins örneklerine kendini göstermekten geri durmaz.

***

Parasını sever, çünkü ne zaman cüzdanını çıkartsa insanların ona bir kölenin sahibine davrandığı gibi davrandığını keşfetmiştir. Kendisine hizmet edenlerin burnundan getirir. Bir otelde, bir restoranda, kafede, dünyanın efendisi olduğunu hisseder. Kural tanımaz.

Kendi çalışanları, hele hele okumuş yazmış takımı, onun eziyetlerinin en büyüklerini yaşar. Okumuş yazmışlardır ama kendisi gibi zengin değillerdir. Bu da okuma yazmanın ne kadar gereksiz bir şey olduğunu kanıtlamaktadır. Her şey hakkında fikri vardır ve zengin olmayanların bu fikirlere karşı çıkma hakkı yoktur.

Bir sonradan görme, aynı doğadaki herhangi bir orman canlısı gibi vaktinin çok önemli bir kısmını yiyecek ve karşı cins arayarak geçirir. Herkesten kıstığı parasının çok önemli bir kısmını doğrudan ya da dolaylı bir şekilde karşı cinsine harcar. Medyada milyonlarını boşanmayla, hovardalıkla sıfırlamış sonradan görmelerin hikayeleri sıklıkla yer bulur.

***

Bir gün lokomotif olmanın, güzel arabalara binip güzel karşı cinslerle alemden aleme koşmanın hayaliyle yaşayan bizler de, sonradan görmelerin bütün bu hallerine iştirak etmiş sayılırız. İçten içe, “bir göreyim de, isterse sonradan olsun” deriz.

Vagon olmak da zaten böyle bir şeydir.