Adriana Yenge’ye açık mektup

Sevgili Adriana Yenge, Öncelikle ülkemize, en azından ülkemizin bir ferdine, bu haklı gururu yaşattığın için teşekkür ederiz. Ama eminiz ki aklını karıştıran çok şey var...

Sevgili Adriana Yenge,

Öncelikle ülkemize, en azından ülkemizin bir ferdine, bu haklı gururu yaşattığın için teşekkür ederiz. Senin bizden biriyle çıkacak kadar alçakgönüllü olduğunu bilmiyorduk. Allah senden razı olsun.

Sevgili Yengemiz,

Eminiz ki aklını karıştıran çok şey var: Neden üzerinize böyle bir hücum yaşandı? Neden bizim oğlan balkon konuşmasında “bu sefer şiir kazandı” diye açıklama yapmak zorunda kaldı? Daha önce kim kazanıyordu?

***

Hazir başlamışken, bazı şeyleri açık açık söylemeliyiz. Kusura bakma, kimsin kimlerdensin diye bakarken gördük ki bugüne kadar bir kaç adamla izdivacın olmuş. Tabii olacak. Hepsi de aslan gibi, dünya çapında bilinen, kariyerli adamlar.

Yalnız şöyle bir durum var ki, Google’da arama yapınca;

  • Adriana Lima – Wenzeslaus (Lichtenstein prensi, dolar milyarderi, 1 dolar =3,53 TL) araması akşam pazarı 5.920 sonuç,
  • Adriana Lima – Khedira  (Real Madrid ve Juventus’un yıldız oyuncusu) araması hiç yoktan 45.500 sonuç,
  • Adriana Lima – Marko Jaric  (kızlarının babası, seni aldatmaya cüret ederek dünya çapında sansasyon yaratan NBA yıldızı) araması sadece ve sadece 133.000 sonuç,
  • Adriana Lima – Metin Hara (kişisel gelişim uzmanı – Türkiye) araması ise tam, evet sıkı dur, tam 5.180.000 sonuç getiriyor!

Yalnızca bir haftada beş milyon, dile kolay!

Evet itiraf edelim, milletçe, kendimizden geçmişçesine dedikodunuzu yapıyoruz. Dünyayı dize getirecek kadar gıybet ediyoruz! Google şahidimiz olsun ki siz ikinizden başka bir şey konuşamaz hale geldik!

***

Adriana LimaDeğerli Yengem,

Allah Allah diyorsun di mi? Hani alışkınsın bazı şeylere ama bu kadarı fazla gibi.

Hayır, bu kadarı fazla gibi değil, çok fazla. Çünkü sandığından da ilginç bir durum var, daha vahimi:

Bu bir haftada beş milyon sonuç şöyle bir ortamda gerçekleşti:

Bizim ülkede (bilmem bizim oğlan anlattı mı – anlatmamıştır şimdi tatilde seni üzmemek için) bir yıl önce bu zamanlarda darbe girişimi oldu, insanlar öldü, bombalar patladı, dolar euro fırladı, turizm sarsıldı, imaj kalmadı, ithalatı azaltamıyoruz, burnumuzun dibinde savaş var, üç milyon mülteciye bakıyoruz şu öğle yemeğinde poğaça yiyen halimizle.

***

Şimdi bu noktada sen daha da şaşırarak soruyorsun: Yahu bu kadar derdin arasında neden benle ve sevgilimle uğraşıyorsunuz?

Ve de haklı olarak haykırıyorsun: “Sizin yapacak başka işiniz mi yok?!”

Ah yengem, canım yengem. Hayır yok! Sorun da burada zaten! Yapacak başka işimiz yok!

Hepimiz berbat okullardan çıktık. Ne bir müzik enstrümanı, ne bir dans, ne bir  milli oyun, ne bir spor, ne bir tiyatro, ne bir araştırma tekniği, ne bir fikir tartışması, ne ekip ruhu ne de ilim irfan bize adam gibi öğretilmedi.

Bir yerlerden mezun olduğumuzda ne bir hevesimiz ne bir hobimiz ne de bir merakımız kalmış oluyor. İşten çıktıktan sonra, haftasonları yapacak ilginç bir şey aklımıza gelmiyor. Kitap mitap okumuyoruz. Tartışmalarımız geyik muhabbetini geçemiyor. Bilgimiz yok, fikrimiz birer cümle, siyah beyaz: O iyidir bu kötü. Suriyeli kötü ben iyi. Rus kötü, ama şimdi iyi.

Hayalimiz kalmadı. “Ben de bir fikir çıkarayım, bir şey bulayım, bir şey anlayayım, anladığımı anlatayım” diyen yok. Hayalimiz olmayınca hayalimizi paylaşacak insanlar da yok. Yalnızız!

***

Değerli Yengem,

İşte bu bomboş hayatı bize unutturan tek bir şey var: Karşı cins. Tek oyuncağımız, tek hobimiz, tek hayat neşemiz, elimizde tek kalan, son kalan şey bu!

Dizilerimizi görsen, bir tane akıl oyunu, bir tane hacker, bir tane laboratuvar yok; her şey ilişki, her şey aldatma, her şey gözyaşı. Bütün gün Instagram’da, Facebook’ta kim kimle çıkmış, nereye tatile gitmiş, vücudu nasıl ona bakıyoruz. Falancanın sevgilisi zengin mi, ötekinin sevgilisi güzel mi… Bizde gündem bu!

Kızların tek hayat planı bir kaç çocukla çıkıp sonra iyisini bulunca evlenip çoluk çocuğa karışmak. Erkeklerin ise evlenip çoluk çocuğa karışmak, o zamana kadar da “karı kıza yazmak”. Aslında parayı da arabayı da sırf bu yüzden seviyoruz; yoksa gerçekten iyi insanlarız. Köyümüze dedemizin yanına falan gittiğimizde görsen seninkine dervişlikte on basar hale geliyoruz. Yeminle!

Velhasılı kelam, güzel yengem, çok üzerine alınma olanlar için. Biz senden önce de aşağı yukarı bunları konuşuyorduk. Yine de birden öpüşerek orta yere çıkmanız, Twitter bildirileri, yat görüntüleri falan – hepimiz boğazımıza kadar çamura batmış altın ararken, aramızdan birinin külçe altınla gelip gözümüze gözümüze sokması gibi oldu. İftara iki saat kalmışken ve biz iki kap yemeğimizden başka bir şey düşünemezken, aramızdan birinin karşımıza geçip mis gibi tereyağlı döneri ağzını şapırdatarak yemesi gibi oldu. Anlatabiliyor muyuz? (Tabii sende bir kabahat yok, sen yabancısın. Bizimki de işte ne yapsın o durumlarda örf anane tasavvuf dese bir türlü demese bir türlü.)

E bir anda 5 milyon gıybet böyle oluyor işte, sonra nereden çıktı deme.

***

İşte yengem, durumlar bu. Sen de böyle kötü bir zamanda geldin, sana da ayıp oldu. Biz de bir şaşkınlıkla arabalarına çarptık, badigardlarına tosladık, medyada linç falan ettik. Keşke daha önce haber verseydin de biraz toparlansaydık. Neyse artık, kusura kalmayasın! Hakkını helal et!

Hürmetlerimizle,

Bir grup genç adına

onsekizeksi.com