Çorumlular buldu, Guns’n’Roses çaldı

Dünyanın en çok satan albümlerinden bir kaçını yapmış, müzik tarihine geçmiş efsanevi grup Guns’n’Roses… Ve onun, dünyanın en iyi gitar sololarından bir kaçına imza atmış efsanevi gitaristi Slash

Çaldıkları gitarı Çorumluların icat etmiş olduğunu duysalardı ne derlerdi acaba?

***

Albüm kapağı tasarımcısı bir baba ve kostüm tasarımcısı bir annenin oğlu Saul Hudson. Ya da bütün dünyada bilinen adıyla Slash. Anne babasının ona sağladığı ilham verici ortamda büyüyor. Küçük müzik gruplarında çaldıktan sonra, arkadaşıyla birlikte yeni kurulan bir gruba dahil oluyor: Guns’n’Roses.

Gece gündüz çalışıp yaptıkları ilk albüm, Appetite for Destruction, bütün listeleri alt üst ediyor. Ve müzik tarihinin en çok satan “ilk çıkış albümü” oluyor.

Slash’in bu albümün en ünlü parçası olan Sweet Child O’ Mine’daki gitar riff’i ve solosu pek çoklarına göre dünyanın en iyisi:

***

Grubun daha sonra çıkardığı November Rain, yine dünyanın en iyi gitar sololarından birine sahip. Şarkıya çekilen klip ise müzik tarihinin en pahalı kliplerinden.

***

Gitar severleri çarpmış bir başka parça ise Estranged. Albüm kapağında, Guns’n’Roses’ın efsanevi solisti Axl Rose, bu şarkıdaki “öldürücü” gitar melodileri için Slash’e özel olarak teşekkür etmişti.

***

Slash’in gitar macerası ise aslında oldukça eskilere dayanıyordu, yaklaşık 4 bin yıl öncesine, Çorum’a.

Arkeologlar dünyanın bilinen ilk gitarına Çorum’da bir Hitit kabartmasında rastlamıştı.  Zaten müzik antropologlarının gitarın atası ya da en azından akrabası olduğunu düşündüğü bağlama, ud ve tanbur Anadolu’da ve Mezopotamya’da çok yaygındı.

Gitarla aynı ataya sahip sazın doğum yeri ise Hititlerin anayurdu olan Kızılırmak havzasıydı. Bu da insanın aklına Aşık Veysel, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Orhan Gencebay gibi pek çok efsanevi Türk saz üstadının da aynı bölgeden çıktığını getiriyordu.

***

Guns’n’Roses’ın müziği yüzlerce milyon dolarlık bir ekonomi yarattı. Binlerce kişiye geçim kaynağı oldu.  Rock müziğin yeniden hayat bulmasına katkıda bulundu. Pek çok genç onlarla birlikte gitarı ve müziği biraz daha sevdi. Milyonlarca dinleyici onların müziğini dinleyerek hayaller kurdu.

İnsanın aklına binbir tane soru geliyor:

Gitar nasıl olur da, doğum yeri Türkiye’den bu kadar uzakta yeşerir?

Bizim bulup sırt çevirdiklerimizi nasıl dünyanın öteki ucundakiler bu kadar güzel çalabilir?

Bizim ektiklerimizi başkasının biçmesi nedendir?

Elimizdeyken değerini bilmeyip, başkasının elindeyken hayran hayran izlememiz nasıl bize kader olabilir?

***

Bu soruların yanıtı binlerce sayfa tutabilir.

Ama belki de,  bu sorunun cevabını aramaya, bu yazıda bahsedilen küçüklü büyüklü kahramanlardan başlamak gerekiyor: Gitarist, şarkıcı, müzikolog, tarihçi, arkeolog, antropolog, albüm kapağı tasarımcısı, kostüm tasarımcısı, besteci, icracı…

Yani bizim, gençlerimize “olma, para kazanamazsın” dediğimiz bütün meslekler.